Her köşe yazısı köşeli mi gerçekten bilmem ama, bayılırım köşe yazılarına. Röntgen filmi gibi, insanın içini gösterir. İlk bakışta anlarsınız kim boştur kim dolu. Aslında kendini ele verme biçimidir bazılarının. Egolarının altında ezilmiş, çığırtkanlar gibi haykırmalarıdır; ben buradayım, farklıyım, görün beni, duyun sesimi, sevin beni, hayran olun, bakın ne kadar akıllıyım, ne kadar ne kadarım ya da ne kadar ne kadar değilim. Aslında "her" kadar, biraz da "hiç" kadarım. İkisinin ortasında cehenneme kadar yolum, ama ben sıcak severim.
Bu sabah adını vermeyeceğim bir gazetede, yine adını vermeyeceğin bir köşegenin köşegen yazısını okudum. Sosyokültürel bir söylev yakalamış, köşeli köşeli giydiriyordu günümüz tabularına. Fotoğraftaki resminde kareli bir gömlek vardı üzerine giyindiği, önceleri buna yordum köşelere olan merakını, sonra saçlarını gördüm, ortadan ikiye ayırmıştı. Biri mağribe diğeri maşrıka bakıyordu. Biri tıpkı şairin dediği gibi biri garbın afakı, diğeri şarkın a'makıydı. Ne dediğini kendisi de bilmezcesine karalamış cümlelerini. Maksat yer işgal edilsin, sayfalar boş görünmesin.
Tek eşlilik ve çok eşlilik konusunu sıkça irdeleyip evlilik kurumunun günümüz dünyasındaki tabularından bahsetmiş yazarımız. Bilim adamları, evliliği daha iyi ve zevkli hale getirmek için araştırmalar yapıyormuş. Hayal bile edemiyorum, laboratuarın içinde bir gurup beyaz önlüklünün ellerinde çeşitli seks aletleriyle deneyler yaptığını. Sonuç trajikomik; tek eşlilik insan doğasına aykırıymış. Nasıl ki evlilik öncesi ilişki bir zamanlar korkunç bir tabuysa, zamanla çok eşliliğinde aşılacağını söylüyorlarmış.
Köşegenimiz de bilim adamlarına hak veriyor. Çünkü batıda çiftlerin %27'si birbirlerini bu konuda özgür bırakarak evliliklerini yıkılmaktan kurtarıp mutlu bir hayat sürdürdüklerini açıklamış. Örneği de doğada saklıymış, "bakınız efendim hayvanlar" diyor. İyide onlar zaten havyan. Yani hayvan işte, adı gibi. Kendi doğasını hayvanlar alemi ile bütünleştirdiğinden olsa gerek, gerçek insanlarında bu şekilde hissettiğini düşünmüş. Öyle değil sayın köşegen, durum zannettiğinizden biraz daha farklı. Tıpkı kutsal kitapta dendiği gibi; "onlar hayvandan bile daha aşağılıktır" ibaresinde bahsedilen bir "onlar" zümresi var bahsettiğiniz paylaşımcı gurubu kapsayan. Sapkınlıklarınızı, kendinizi mazur gösterme çabasına girip doğallaştırmak için mücadele edeceğinize, bir uzmana başvurmanızı ve tedavi olmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Unutmayın hayat cinsellikten ibaret değildir. İnsanlar birbirlerini sevdikleri için, yaşamı paylaşmak ve bir aile olmak için evlenir, burada söz konusu olan bedava seks değildir, bir bütünü oluşturabilmektir.
Köşegenler ve karpuz kabukları, aşkın yürüdüğü caddelerde cehennem valsi, milletçe severiz oynamayı. Oynayalım efendim, dökelim kurtlarımızı, kimin umurunda ki, nasılsa hiç bir şey söylemeyen cümlelerimiz var. Önemli olan mutlu olmak, nasıl hissediyorsan öyle yaşa, duygularını özgür bırak. Nereye mi çıkacak bu sokak, söyleyeyim efendim, Aşık Veysel Bulvarından aşağı, uzun ince bir yola. Ne mi bekliyor bizi orada, onu da söyleyeyim, "hiçbirşey". Hadi buyurun benim de röntgenimi çekin, kımıldamadan sabit durabilirim, poz vermem icabetmez heralde, çünkü fena halde yakışıklıydım bu sabah uyandığımda, kendime hiç benzemiyordum. Herkes illa bir baltaya sap olacak diye bir kural yok nasılsa, bırakın bende ipsiz sapsız dolanayım ortada. Her şey balta sapından ibaret olsaydı kesmek için baltayı nereden bulacaktık?
Tutarsız cümlelerin tutarlılığında İbn-i Rüşd'ünde dediği gibi tutarsızlığın tutarlılığı gizli. Siz zannediyor musunuz tutarsız bir tutarsızlık olabilir? Alın size köşegen bir yazı daha, bu kez benden hem de bedava fiyatına üç para.
Comments